Uzun zamandır yazmamıştım, narsistadamdankurtulus@gmail.com'dan ulaşanlar ile mail üzerinden konuşma fırsatım oldu. İsteyen yine bu adresten bana ulaşabilir. Mail üzerinden bana ulaşanlara ve konuşabildiğim insanlara ayrıca teşekkür entrysi yapacağım o ayrı. Şimdi 1.5 sene sonra ilk olarak çalışma hayatımı bir anlatarak başlayayım. Maillerden anladığım kadarıyla, daha sık bir şeyler paylaşmalıyım.
Başıma yazmadığım sürelerde neler geldi şimdi anlatmaya başlayayım.
Bu hırt için taşındığım şehre arkadaşım seni ziyarete gelirim ama dönüşte sende benimle İstanbul'a geleceksin diyerek başladı maceram. 10 gün kafam dağılsın diye geldiğim tatil sırasında, bir arkadaşımın vasıtası ile bir iş görüşmesine girdim ve işe alındım. Bu şekilde 1 hafta içerisinde tüm evi kapatıp, eşyalarımı arabaya koyup İstanbul'a taşınmış oldum.
İş maceram bu şekilde başladı ancak iş maceram giderek tuhaflaşacak ilerleyen zamanlarda.
İşe başladım güzel iş, güzel bir yer, vs vs akıp gidiyor yani. Gel zaman git zaman 5-6 aylık sürenin sonunda bizim patronun mobbingleri kendini göstermeye başladı. Neyse dedim yeni şehir yeni hayat, takma kafana. Herkes yaşıyor bunları neyse gitgide mobbingler çoğalıyor ve çoğaldıkça ben aynen şu şekilde hissetmeye başladım. "Hayatımda bir daha bana kimsenin bu şekilde davranmasına izin vermeyecektim, bu herif benimle nasıl bu şekilde konuşabiliyor? Ve ben buna nasıl izin veriyorum?" git gide yine çoğu kişinin anlayamadığı bir çıkmaza daha girdim tabi.
Çünkü gitgide kendisini de tanıdıkça ve hareketlerini, insanları nasıl aşağıladığını fark ettikçe, en son kendisinin şu cümlesi ile " bir tek oğullarını seven erkekler için kullanılan bir kelime varmış biliyor muydunuz? Başka kimse umurlarında olmuyormuş deyip bir yabancı sözcük fırlatmasıyla ağzından" kafama bir anda dank etti. Bir narsist patron ile çalışmaktaydım.
Tabi bir tek bundan yola çıkarak bu sonuca varmadım, önceki eşi ile ayrılışı, eski sevgilisini terk edişini ve yeni eşiyle ilişkilerini tüm ofis bilip, dilden dile aktarıldığı için onun kalpsiz falan olduğunu düşünmüştüm. Nasıl benim gibi bir narsist eksperi bunu düşünüyorsa..? Hayret yani.
İstifayı basacağım delireceğim dediğimde, tabi herkes de makul bir şekilde "başka iş bul ayrılırsın" diyor ama ben yapamıyorum. Bir türlü ikna olamıyorum, gitgide bu durum beni mutsuz, halsiz, yine eskisi gibi kendimi geri zekalı ve işe yaramaz hissettiğim bir hale getirdi. Son 5 aydır istifa ettim edeceğim o şekilde bir hayat yani. Neyse
1.5 sene sonunda geçen hafta beni yanına çağırdı ve yollarımızı ayırmamız gerektiğini söyledi. Yemin ediyorum böyle bir mutluluk, huzur görmedim. O; "Benim işimi severek yapmadığımı, çok daha verim alabileceğini" söylerken, ben ise içimden senin gibi bir manyak hayatımdan çıkıyor diye mutluluktan ölüyorum. Kalkıp resmen tebrik edip, öpeceğim kendisini. Sonra lütfedip bana bir soru sorma gereği hissetti sanırım, "neden böyle oldu dedi? "
Ben de bir an "ben ilk işe başladığımda.." dedim sonra kendi kendime düşündüm, aa öyle mi yarın yine gel derse gelecek misin? hayır. Seni dinlemek isteyen, fikirlerine saygı gösteren insan sana sorun ne diye 1.5 senenin sonunda kovma konuşmasından önce mi sorar? hayır. Canın cehenneme dedim. Başladığım cümlemi neyse hayırlısı olsun, ben insan kaynakları ile görüşür hallederim dedim ve kalktım yerimden.
Tabi bir narsistten kaçıp bu sefer daha otoriteye sahip bir narsist ile neden sınandığımı bende düşündüm. Ve bu sonuca vardım; para kazanmam için gerekse bile, sevgisizlikten ölüp sevgi ihtiyacım beni mahvetse bile, bir daha bunlara boyun eğmediğimi ve eğemeyeceğimi anladım.Yalnızca bunun için bile, bununla sınanmış olabilirim. Kendime yapılan eziyet, hakaret, ve küçük beyinleri ile insanları manipüle edebileceğini düşünecek aptal varlıklara, artık asla saygı, iyi niyet ve taviz vermeyeceğimi anladım.
1.5 sene iyi bir yerde çalışıp cv'me bunu eklemem dışında bana en güzel ders bu oldu. Şu an kendimi, o eski narsist sevgilimden kurtulduğumdan çok daha güçlü hissediyorum. Çünkü bir bakıma bu benim para kazandığım, hayatımı idame ettiğim yerdi ama "seni de sikeyim, vereceğin parayı da. Benim ruhum senin gibi bir insanla çalışmayı bırak, 5. dk ayn odada oksijen tüketmek bile istemiyor" diyerek içimden uzaklaştım oradan. Ertesi gün kalan dosya işlerini halletmek için geri gittim ofisteki herkes yüzüne renk gelmiş iyi mi uyudun? dediklerinde "hayır buradan ayrıldım ve bu beni sadece mutlu etti" dedim. Ofisteki diğer arkadaşlarımdan biri de s"enin burada gözünün ferinin sönüşünü izledik resmen ilk geldiğin gün gibisin öyle mutlu öyle huzurlu" dedi.
Yemin ettim ya, kendime yemin verdim bir daha o kanepe de yatan, kendini sümsük gibi hisseden, ben neden yetersizim? diye sorgulayan kız olmayacağıma. 29 Ekim tatilinde 4 gün tatildik ve bir saat bile kanepeden kalkamadım, 4 gün boyunca tek düşündüğüm şey "çarsamba yine iş var"dı. Cuma akşamından çarsamba sabahına kadar tek düşündüğüm ve üzüldüğüm şey buydu. Ve bu müthiş gelişme olmasaydı ben yine eski günlerime dönecektim.
Bir insan bu kadar mutlu, huzurlu, ve ileriye dair umutlu bakamaz sanırım bir işten ayrıldığında. Söyleyeceğim şudur ki: bu pis karakterler her yerden çıkabilir karşınıza, sevgili olur, patron olur, arkadaş olur, komşu olur. Sizi ezmelerine izin vermeyin, tabi ki gidip şüphelendiğiniz patronunuz varsa istifa edin demiyorum, ama ben hakkımı savunmadım, en azından savunun.
Yorumlar
Yorum Gönder