Güzel haber. Hiç arkadaşı yok. Yani tabi var ama o kadar yapay ve yüzeysel ki. Zor günde kapısını çalabileceği tek bir arkadaşı yok. Kendine sorarsan bir tane var gerçi, o arkadaşı da nerdeyse 10 senelik arkadaşı abisinin evde olan nişanına bile davet etmedi. Düğünlerine de davet etmedi. İşte böyle yüzeysel. Liseden arkadaşlarıyla bile ben daha iyi geçiniyorum siz oradan hesap edin içindeki mutsuzluğu, karşılıksız sevmenin ne demek olduğunu anlayamayacak olan o küçük zekasına rağmen herkesi beyinsiz olarak nitelendirişlerini.
Hatta o kadar bencil ki o arkadaşı, kendisi bir kız bulduğunda asla onu aramazdı bu hep söylenirdi.Ama biz her buluşmamıza mutlaka bu beyefendiyi çağırırdık. Bir restorant vardı hep gitmek istiyorduk bunun arkadaşı yeni bulduğu aylık sevgililerinden biriyle oraya gitmis. Aman bizimki dellendi. Biz çağırırmışızda o neden çağırmıyormuş? Malın oğlu sende çağırma o zaman.
Haa en güzel kısmını anlatmadan geçmeyeyim, o kadar arkadaşsız ki bizim aslında arkadaş çevremiz onun kuzenlerinden oluşuyor. Neyse gel zaman git zaman biz eğleniyoruz, bunun kuzenlerinden bir tanesinin görüştüğü zat-ı bizimki sevmiyor. Çünkü sürekli onların istediği yapılıyor ama bizim ki ses çıkartamıyor. Hem ağlarım hem giderim kafası. Neyse diyorum istemiyorsan gitmeyelim. Hayır gidiyoruz. Gittkten sonra ne oluyor peki? Aman da neden gidiyormuşuz da yetermiş de sikicekmiş de, bıkmış da... Böyle epey bir zaman geçti beraberken herkes iyi ama kapalı kapılar arkasında ben eziyet çekiyorum. Dırdırı ben yiyorum. Neyse bir gece bir olay çıktı sonra ne oldu ben kötü oldum. O iyi. Kuzenleri o günden sonra beni aramadı. İki kuzeni hariç hiç biriyle konuşmuyoruz. Çünkü benim ruh hastası bir karı olduğumu söyleyip işini içinden sıyrıldı.
Beni itham ettiği "EZİK" kelimesini tam olarak şu anda kendisine iade - i ziyaretle geri veriyorum.
Sığ insandı ya, 10 kişi masada otururuz bu absürt insan sürekli telefonuna bakardı. Yani iş karıştırdığından da değil, benim ki onu discard aşamasına bir kaç gün kala yapmaya başlayan cinstendi. Covert type dedikleri cinstendi. Aptal saptal her instagrama düşmüş resime, twitter'a, mal gibi skorlara. Yani ne olursa ya. İlgi asla onda olmadığı için masada birileri ona "bırak telefonunu" desin diye yapardı. "EZİK" tekrar iade. Hatta öyle bir şey yapardı ki.. Yemekteyiz mesela bu bakıyor, bakıyor 30 dakika ben orada yalnız başıma takılıyorum, en sonunda bende elime alıyordum telefonu ve diyordum ki bırakacak mısın artık? ee neden sürekli bana söylüyorsun seninde elinde! Bak anlatırken bile kalbim sıkışıyor. Sürekli yaptığı şeyleri karşıya atma hali. Yemin ediyorum dünyanın en yüksek iq'lu kadınını bulun 6 ay içinde ben delirdim diye doktora gitmezse Allah çarpsın.
Yorumlar
Yorum Gönder